![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_7VLhe6msapK5V9wDgsjaF5itG_6EDH02pp5BxXSbX42G5_6Oh1Zd2FX2z5yHlZhyphenhyphenr065TYAHRKV5mesRvouxkMaTxLKgzRLwQwaTM4a_W7hOq8Pq-w-r1hJAycUsyA4f_NbFoylZLkHg/w640-h360/%25C5%259Eimdiye+kadar+bir+ki%25C5%259Finin+sahip+oldu%25C4%259Fu+en+%25C3%25A7ok+k%25C3%25B6pek%252C+Khubilai+han%25C4%25B1na+ait+5000+Mastiff+idi.Khublai+Khan%252C.png)
Cengiz Han'ın koyduğu kurallar ve buyurduğu yasalarda Av ve Avcılık Düzenlemeleri
Cengiz Han avı hayatî bir iş sayardı ve onun eğitiminin ve öğretiminin gerekli olduğunu söylerdi. Avcıların ava rastladıkları zaman onu
hangi metodla avlayabileceklerini, nasıl saf tutacaklarını, sayılarının
azlığına çokluğuna bakarak hangi usulle avı çembere alacaklarını bilmelerini; yine aynı şekilde ava niyetlendikleri zaman hayvan türlerini araştırmak ve avın mikdarım belirlemek için bir grubu av yerine
göndermeleri gerektiğini öğrenmelerini isterdi. Ayrıca askerî işlerden
boş kaldıkları zaman av yapmalarını önerirdi. Askeri de bu işe teşvik
etmelerini isterdi. Elbette Cengiz Han’ın bundan maksadı, sadece av
yapmak değil, insanlara, ok atma, savaşma ve zorluklara alışma yeteneği kazandırmaktı.
Han, av yapmak istediği zaman -Bu genellikle kışın başlarında
olurdu- ordu (kararagâh)nun etrafındaki askerlerin ava hazır olmaları fermanını verirdi. Verilen emir gereğince her on kişiden birkaçının
avlanacakları yere uygun silâh ve âletler tedarik etmelerini gerekirdi. Sonra ordunun sağ, sol ve merkez mevzilerini belirlerler ve büyük
emirlere teslim ederler, kadınlar, cariyeler, yiyecek ve içeceklerle birlikte yola düşerlerdi; avın çemberini bir ay, iki ay ve üç ayda daraltırlar,
sonra avı kademe kademe, yavaş yavaş öne sürerler ve [20] çemberin
dışına çıkmamasına dikkat ederlerdi. Eğer o arada av çemberin dışına
çıkarsa, bu avdaki başarısızlığın sebebini konuşup tartışırlardı. Gerekli sonuçlar alındıktan sonra emirler, ihmalini gördükleri askerleri bin,
yüz ve on sopayla uyarırlardı. Çoğu zaman ihmalkâr ölüme mahkum
olurdu. Nerke dedikleri kuşatma safında kendisine verilen yeri korumama veya ayağını belirlenen yerin önüne veya arkasına koyma davranışı, beraberinde büyük bir cezayı getirirdi
Avda töre şöyleydi: İki üç ay, gece ve gündüz, av sürüsünün göçü
avcılar tarafından takip edilirdi. Elçiler, bu konudaki raporu han’a arz
ederler, av sahasının durumunu, avın çokluğunu azlığını han’a haber
verirlerdi. Kuşatma çemberi daralıp avlar biribirine yaklaşınca iki üç
ferseng271 lik ipleri, kuşatma çemberinde birbirine bağlarlar ve keçeleri yayarlardı. Askerler çemberin etrafında omuz omuza ayakta dururlardı. Kuşatma çemberinin içinde tutulan yırtıcı ve vahşi hayvanların uluyup bağırma, coşup taşma sesleri göğe çıkar, “Yabanî hayvanlar
bir araya toplandığı zaman"272 âyetinin dediği olurdu. Aslanlar, yaban
eşekleri, ceylânlar, tilkiler, kurtlar ve kuzular, bu kuşatma çemberinde
birbiriyle kader birliği içinde olurlardı. Sonra kuşatma halkası öyle
daralırdı ki artık yırtıcı ve vahşi hayvanlara hareket ortamı kalmazdı.
Başlangıçta han ile süvari yakınlarının birkaç kişi, atlarının üzerinde
bir saat kadar ok atmakla ve avla meşgul olurlardı. Yorgun düştükleri
zaman safın ortasına gidip yüksek bir tepede ayakta dururlar ve şehzadelerin avını seyrederlerdi. Şehzadelerden sonra sırasıyla oğullar,
emirler ve sıradan kişiler ava başlarlardı. Bu iş, bir iki yaralı hayvanın
dışında avdan bir şey kalmayıncaya kadar devam ederdi.
Ondan sonra kavmin yaşlıları han’ın yanına giderler, hayvanların
neslinin devam etmesi için han’dan hayvanlara acımaları ve canlı kalanların yeniden suyun ve yemin yolunu bulmaları konusunda izin
vermesini dilerlerdi. Ondan sonra avlanmış olan hayvanları sayarlardı. Eğer bütün hayvanları saymanın imkânı yoksa, yırtıcıları ve yaban
eşeklerini saymakla [21] yetinirler, diğerlerini saymazlardı.
Bir dost şunları anlattı: Bir kış avında (Ögedey) Kaan’ın saltanatı
sırasında ava başladılar. Kaan, her zaman olduğu gibi yüksek bir yerde av sahnesini seyretmekte idi. Her cinsten hayvanlar ona yönelerek
adalet isteme feryatlarını göklere çıkardılar. Onun üzerine Kaan emir
verdi, bütün hayvanları serbest bıraktılar. Daha sonra emri üzerine Hıtay bölgesinde Kışlak yöresinde av yeri yaptılar. Onun çevresine ağaç
ve çamurdan duvar yaptılar. Kapılar da koydular, uzak yerlerden çok
sayıda gelip oraya giren avları avladılar. Aynı şekilde Çağatay da Almalıg273 ve Kunas274 yörelerinde bir av yeri yaptı. Şimdi de av töresi,
eskisi gibi devam etmektedir.
Kaynak
TARİH-İ CİHAN GÜŞA ALAADDİN ATA MELİK CÜVEYNÎ