18 Nisan 2021 Pazar

Moğol (Zubu konfederasyonundan) avcıları, Liao Hanedanı, 12. yüzyıl, oyulmuş ve çok renkli ahşap, her biri hayvan veya silah taşıyor.

 




Moğol (Zubu konfederasyonundan) avcıları, Liao Hanedanı, 12. yüzyıl, oyulmuş ve çok renkli ahşap, her biri hayvan veya silah taşıyor.

-Liao, Doğu Asya'da 916'dan 1125'e kadar bugünkü Kuzey ve Kuzeydoğu Çin, Moğolistan ve Rusya'nın Uzak Doğu ve Kuzey Kore'nin bazı kısımlarını yöneten bir imparatorluktu. İmparatorluk Khitanlar'ın Kağanı Yelu Abaoji tarafından kuruldu, Onlar Moğol göçebe bir halktı.


3 Nisan 2021 Cumartesi

Cengiz Han'ın koyduğu kurallar ve buyurduğu yasalarda Av ve Avcılık Düzenlemeleri

 













Cengiz Han'ın koyduğu kurallar ve buyurduğu yasalarda Av ve Avcılık Düzenlemeleri

Cengiz Han avı hayatî bir iş sayardı ve onun eğitiminin ve öğretiminin gerekli olduğunu söylerdi. Avcıların ava rastladıkları zaman onu hangi metodla avlayabileceklerini, nasıl saf tutacaklarını, sayılarının azlığına çokluğuna bakarak hangi usulle avı çembere alacaklarını bilmelerini; yine aynı şekilde ava niyetlendikleri zaman hayvan türlerini araştırmak ve avın mikdarım belirlemek için bir grubu av yerine göndermeleri gerektiğini öğrenmelerini isterdi. Ayrıca askerî işlerden boş kaldıkları zaman av yapmalarını önerirdi. Askeri de bu işe teşvik etmelerini isterdi. Elbette Cengiz Han’ın bundan maksadı, sadece av yapmak değil, insanlara, ok atma, savaşma ve zorluklara alışma yeteneği kazandırmaktı.


 Han, av yapmak istediği zaman -Bu genellikle kışın başlarında olurdu- ordu (kararagâh)nun etrafındaki askerlerin ava hazır olmaları fermanını verirdi. Verilen emir gereğince her on kişiden birkaçının avlanacakları yere uygun silâh ve âletler tedarik etmelerini gerekirdi. Sonra ordunun sağ, sol ve merkez mevzilerini belirlerler ve büyük emirlere teslim ederler, kadınlar, cariyeler, yiyecek ve içeceklerle birlikte yola düşerlerdi; avın çemberini bir ay, iki ay ve üç ayda daraltırlar, sonra avı kademe kademe, yavaş yavaş öne sürerler ve [20] çemberin dışına çıkmamasına dikkat ederlerdi. Eğer o arada av çemberin dışına çıkarsa, bu avdaki başarısızlığın sebebini konuşup tartışırlardı. Gerekli sonuçlar alındıktan sonra emirler, ihmalini gördükleri askerleri bin, yüz ve on sopayla uyarırlardı. Çoğu zaman ihmalkâr ölüme mahkum olurdu. Nerke dedikleri kuşatma safında kendisine verilen yeri korumama veya ayağını belirlenen yerin önüne veya arkasına koyma davranışı, beraberinde büyük bir cezayı getirirdi


Avda töre şöyleydi: İki üç ay, gece ve gündüz, av sürüsünün göçü avcılar tarafından takip edilirdi. Elçiler, bu konudaki raporu han’a arz ederler, av sahasının durumunu, avın çokluğunu azlığını han’a haber verirlerdi. Kuşatma çemberi daralıp avlar biribirine yaklaşınca iki üç ferseng271 lik ipleri, kuşatma çemberinde birbirine bağlarlar ve keçeleri yayarlardı. Askerler çemberin etrafında omuz omuza ayakta dururlardı. Kuşatma çemberinin içinde tutulan yırtıcı ve vahşi hayvanların uluyup bağırma, coşup taşma sesleri göğe çıkar, “Yabanî hayvanlar bir araya toplandığı zaman"272 âyetinin dediği olurdu. Aslanlar, yaban eşekleri, ceylânlar, tilkiler, kurtlar ve kuzular, bu kuşatma çemberinde birbiriyle kader birliği içinde olurlardı. Sonra kuşatma halkası öyle daralırdı ki artık yırtıcı ve vahşi hayvanlara hareket ortamı kalmazdı. Başlangıçta han ile süvari yakınlarının birkaç kişi, atlarının üzerinde bir saat kadar ok atmakla ve avla meşgul olurlardı. Yorgun düştükleri zaman safın ortasına gidip yüksek bir tepede ayakta dururlar ve şehzadelerin avını seyrederlerdi. Şehzadelerden sonra sırasıyla oğullar, emirler ve sıradan kişiler ava başlarlardı. Bu iş, bir iki yaralı hayvanın dışında avdan bir şey kalmayıncaya kadar devam ederdi.


 Ondan sonra kavmin yaşlıları han’ın yanına giderler, hayvanların neslinin devam etmesi için han’dan hayvanlara acımaları ve canlı kalanların yeniden suyun ve yemin yolunu bulmaları konusunda izin vermesini dilerlerdi. Ondan sonra avlanmış olan hayvanları sayarlardı. Eğer bütün hayvanları saymanın imkânı yoksa, yırtıcıları ve yaban eşeklerini saymakla [21] yetinirler, diğerlerini saymazlardı.


Bir dost şunları anlattı: Bir kış avında (Ögedey) Kaan’ın saltanatı sırasında ava başladılar. Kaan, her zaman olduğu gibi yüksek bir yerde av sahnesini seyretmekte idi. Her cinsten hayvanlar ona yönelerek adalet isteme feryatlarını göklere çıkardılar. Onun üzerine Kaan emir verdi, bütün hayvanları serbest bıraktılar. Daha sonra emri üzerine Hıtay bölgesinde Kışlak yöresinde av yeri yaptılar. Onun çevresine ağaç ve çamurdan duvar yaptılar. Kapılar da koydular, uzak yerlerden çok sayıda gelip oraya giren avları avladılar. Aynı şekilde Çağatay da Almalıg273 ve Kunas274 yörelerinde bir av yeri yaptı. Şimdi de av töresi, eskisi gibi devam etmektedir.


Kaynak

TARİH-İ CİHAN GÜŞA ALAADDİN ATA MELİK CÜVEYNÎ