26 Ekim 2020 Pazartesi

Tarihte 1980 'lerde Amerika, Kanada ve Meksika' da yarış pistlerinde performans sergileyen bir bizon vardı.

 






Tarihte 1980 'lerde Amerika, Kanada ve Meksika' da yarış pistlerinde performans sergileyen bir bizon vardı.
Harvey ' nin hikayesi 1980 yılına dayanıyor, annesinin bir kaçak avcı tarafından vurulduğu zaman. Milwaukee Demiryolu ' nda yol ekibinde çalışan Collin Thorstenson, yetime baktı. Bir şişeden bir boğayı beslemek zorunda kaldı ve arabası Havry için beşik olarak hizmet etti.
Bizon bölgede o kadar ünlü hale geldi ki kısa sürede Energy Downs yarış pistinde bir çeyrekle yarışması istendi. Ve o kazandı. Ve böylece parlak yarış kariyerine başladı.
2,000 kilonun altında olan Harvey 110 yard ' da çok iyi performans sergiledi. Onun başlangıcı çoğu attan daha hızlıydı. Görünüşü ve koklaması atları korkuttu, böylece ondan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışırken, bizon zafere hevesliydi.
Maalesef Amerika Harvey ' i çok erken kaybetti. 1991. yılında Tucson, Arizona ' da saman zehirlenmesinden bir bufalo öldü.
Colleen Torstenson 475,000 dolar hasar aldı.
Harvey Wallbanger kariyeri boyunca 93 ' den itibaren yaklaşık 79 yarış kazandı.


Kafkas bizonu nesili tükenmek üzereydi yeni yeni sayıları çoğaltılıyor.Koruma altındadır.

İran Kaplanının (Mazandaran tarihinde meşhur) 1960 yılında kuzeydoğu İran'ın Gülistan eyaletindeki Minudasht Bölgesinde çekilmiş son fotoğrafı, bundan sonra İran'da kimse Kaplan'ı bir daha görmedi.

 



İran Kaplanının (Mazandaran tarihinde meşhur) 1960 yılında kuzeydoğu İran'ın Gülistan eyaletindeki Minudasht Bölgesinde çekilmiş son fotoğrafı,
bundan sonra İran'da kimse Kaplan'ı bir daha görmedi.

24 Ekim 2020 Cumartesi

Büyük yemek gümüş kalem Roma - Ortalama Zaman II - yüzyılın başlangıcı n. Merhaba Gümüş ve altın 1,4 kg genişlik 36,5 cm

 



Büyük yemek gümüş kalem
Roma - Ortalama Zaman
II - yüzyılın başlangıcı
Gümüş ve altın 1,4 kg genişlik 36,5 cm

Bu ineğin sahibi geceleri köpeklerin havladığını duyardı, bu yüzden bir adet CCTV kamerası koydu. Ve bu inanılmaz olayı gördüm

 



Bu ineğin sahibi geceleri köpeklerin havladığını duyardı, bu yüzden bir adet CCTV kamerası koydu. Ve bu inanılmaz olayı gördüm, leopar her gün gece inekle buluşmaya geliyor ve inek diliyle onu yalıyor. Sahibi ineğin önceki sahibine sormuş ve leoparın annesinin 20 günlükken öldüğünü ve ineğin leopara sütünü emdiğini öğrenmiş. Leopar o zamandan beri ineğin annesi olduğunu düşünür ve gece gündüz onu görmeye gelir. İnek doğal bir annedir

22 Ekim 2020 Perşembe

Türkmen aşiretlerinin Kürtleşmesinde sürekliliği sağlayan bir başka etkende perakende hale getirilmesi yani küçük parçalara böldürülmesidir.

 



Türkmen aşiretlerinin Kürtleşmesinde sürekliliği sağlayan bir başka etkende perakende hale getirilmesi yani küçük parçalara böldürülmesidir. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman döneminde, büyük Türkmen aşiretlerin devlete karşı muhtemel  isyanını önlemek için kethüdalıklara ayrıldıkları görülmektedir. Bir devlet politikası olarak büyük Türkmen aşiretlerinin perakende hale getirilmesi doğu ve güneydoğu'da küçülen Türkmen aşiretlerin Kürtler içinde erimesine neden olmuştur.

Özellikle bölgede bulunan Bozulus başta olmak üzere Halep, Dulkadirli ve Danişmendli Türkmenlerin zamanla nasıl Kürtleştikleri Osmanlı belgelerine açık şekilde yansımıştır.

Kaynaklar:

Ali Rıza Özdemir Kayıp Türkler.

(Kürtleşen Türkmen Aşiretleri)





Çalıyurt Köyü
İmranlı / Sivas
Köy yaklaşık 300 yıl önce Tunceli'nin Zerikan köyünden göç eden Emirhan Beğ ve ailesi tarafından kurulmuştur. Zerikan köyünün kökeni Halep Türkmenlerine dayanır.

20 Ekim 2020 Salı

Avcı'nın bu oluşumu Kış Gündönümü (Aralık-Ocak) sırasında gerçekleşir

 




Avcı'nın bu oluşumu Kış Gündönümü (Aralık-Ocak) sırasında gerçekleşir. Arudra Darshan kutlanır ve Shiva, Nataraj olarak temsil edilir. Bazı Güney Hindistan eyaletlerinde, Lord Shiva'nın doğum günü olarak kutlanır. Eski Mısır'da, aynı gün Osiris'in (Orion Takımyıldızı'nı temsil eden) dirilişi olarak kutlandı. Hıristiyanlık da dahil olmak üzere Sümerler, Persler, Yunanlılar ve Romalılar gibi birçok eski kültür, Kış Gündönümü ile aynı gün boyunca Tanrı'nın doğumunu veya dirilişini not eder. Bu, tamil ayı olan Margazhi'de (Aralık-Ocak) dolunay gecesinde gerçekleşir ve aynı zamanda bir yılın en uzun gecesidir.

14 Ekim 2020 Çarşamba

Tarih Öncesi Avrupa Bronz Baltaları, Tarihi Koleksiyonlar Galerisi, Neues Müzesi,Berlin.

 








Tarih öncesi çağlar Taş Devri ve Maden Devri olmak üzere iki ana sınıfa ayrılır. Taş devri kendi içinde paleolitik, mezolitik ve neolitik dönem olarak üçe ayrılır. Maden devri ise bakır, tunç ve demir çağı olmak üzere 3 farklı dönemden oluşur. Bu çağlardan da tunç çağı erken, orta ve son olmak üzere üç çağa ayrılır.
Tarih Öncesi Çağlar
Sonuç olarak tarih öncesi çağlar aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır:

Taş Çağı
Eski Taş Çağı (Paleolitik Çağ) (M.Ö 600000-10000)
Orta Taş Çağı (Mezolitik Çağ) (M.Ö 10000-8000)
Yeni Taş Çağı (Neolitik Çağ) (M.Ö 8000-5500)
Maden Çağı
Bakır Çağı (Kalkolitik Çağ) (M.Ö. 5000-3000)
Tunç Çağı (M.Ö. 3000-1200)
Demir Çağı (M.Ö 1200 – 330)


Tarih Öncesi Avrupa Bronz Baltaları,
Tarihi Koleksiyonlar Galerisi, Neues Müzesi,Berlin.
Tarih öncesi çağlar ile ilgili ilk sınıflandırma Danimarkalı arkeolog ve müzeci Christian Jürgensen Thopsen tarafından yapılmıştır. Kendisi, tarih öncesi çağlar için insanların ilk olarak taş araçlar kullandıklarını, daha sonraları ise bronz alaşımı ve demiri kullanmayı öğrendiklerini düşünüp buna göre tarih öncesi çağları “Taş Çağı”, “Tunç Çağı” ve “Demir Çağı” olmak üzere üç farklı döneme ayırmıştır. Ayrıca müzedeki eserleri buna göre düzenlemiştir.






10 Ekim 2020 Cumartesi

"Tasmalı Tazılar" - 1888, Harry Bates


 

Adelardo Covarsí - 'Kaçak Avcılar', 1915


 

TELEPATİK SAMSON VE GİZEMLİ AHİT SANDIĞI

 



TELEPATİK SAMSON VE GİZEMLİ AHİT SANDIĞI
Her zaman sizlere hiçbir yerde bulamayacağınız gizemli konuları sunma konusunda büyük bir özveri gösteriyorum. Grubumuzun amacı sizleri farklı gerçeklerle tanıştırmak ve sizlerin tarihe farklı bir bakış açısıyla bakmanızı sağlamak. Ben Hazal Merisana olarak sizlere doğru bilgiyi ulaştırmak için birçok kitaptan araştırmalar yapıyorum ve gene ilginç bir kitap olan dünya dışından bizlere gelen mesajların derlendiği bir çalışmadan dünya dışı varlığın Ahit Sandığı hakkında anlattıkları ilginç ve yoruma açıktır.
Kitapta Yargıçlar kitabından bahsedilmekte ve bu kitap aslında Tevratın içinde yer alan, Yahudi peygamber ve krallara yardımlar yapan yargıçların başından gelen olayları anlatan kısım. Yargıçlar kitabının 13'üncü bölümünde, yaratıcılarla bir kadının arasında geçen cinsel ilişki geçer.
“Ve Yahweh'nin meleği kadına görünüp dedi ki: Sen kısırsın ve çocuğun yoktur, fakat hamile olup bir erkek çocuk doğuracaksın"
'kuvvetli içki veya şarap içme, ve saf olmayan hiçbirşey yeme, çünkü hamile olup erkek bir çocuk doğuracaksın.'' Kafasına asla kazımayacaksın, Çünkü çocuk, rahimden Tanrıya bir Nazaritli olacaktır. '
Kadının kısır olmasına rağmen Tevratta melek olarak adlandırılan bir melek tarafından hamile bırakıldığı anlatılır. İkincisi çocuğun anne karnındaki gelişiminde bir olumsuzluk olmaması için melek kadına nasihatta bulunmaktadır. Bu meleklere düşmüş melekler anlamına gelen Kuranda Harut ve Marut anlatısında yer verilen Elohim melekleri denmektedir.
Anlatının devamı şu şekildedir. Elohim'in meleği, tarlada oturan kadına tekrar geldi. Kocası orda yoktı.' Kocasının eksikliği üzerine, melek kadınla birlikte oldu. Melek veya dünya dışı varlık için kadının kısırlığını tedavi etmek kolay bir işlemdi. Çok özel bir varlık doğuracağını bilincinde olması, çocuğa çok iyi bakması açısından önem taşıyordu. İnsanoğlunun kızlarıyla çiftleşmek yaratıcılar için muhteşem bir şeydi. Bu, kendilerine uygun olmayan atmosferli Dünyayı, oğulları tarafından idare etmelerine izin vermişti.
Yukarıda belirttiğimiz gibi hiçbir saçı asla kazıtmamak gerçekten çok önem taşımaktadır. İnsan beyni kocaman bir verici(yayıcı) istasyon gibidir. Birçok sayılı ve çok kesin derecede dalga ve düşünceleri dışarıya göndermeye gücü vardır. Zaten telepati de bundan başka bir şey değildir. Yalnız, bu çeşit vericinin antene ihtiyacı vardır ve saç ile sakal bu anten görevini sağlar. Bu nedenledir ki bir kimse, saç ve sakaldan yararlanmak istiyorsa onları kesmemesi lâzımdır.
Eminim ki birçok bilim adamlarının uzun saçlı olduğunu fark etmişsinizdir. Hatta birçokları bile sakallıdır. Peygamberler ve akıllı adamlar da saçlı sakallıdır. Saç ve sakalın uzun olmasının sebebini şimdi daha iyi anlayabilirsiniz. Doğan çocuk Samsun idi. "Tanrı" ile direk olarak telepatiyi kullanarak haberleşebiliyordu. Bunu doğal anteni sayesinde (saçı) mümkün etti.
Bu telepati sayesinde yaratıcılar ona zor durumlarda yardım edip mucizeler de yaratıp otoritesini güçlendirmişlerdi. Fakat Tevrat’taki anlatılara göre Dilayla saçını kesince yardım çağırmaya yeteneği kalmamıştı. Daha sonra düşmanları tarafından gözleri oyulmuştu. Fakat saçı tekrar uzadığı zaman "kuvvetini" tekrar kazandı. Değişik bir şekilde söyleyecek olursak, yaratıcılardan yeniden yardım çağırabiliyordu. Ki onlar da Samsunun sütunlarına dokunduğu tapınağı yıkıp mahvettiler. Bütün bunlar Samsun'un "kuvvetine" dayatılmıştı (aitti).
Gene Tevrat’taki Samuyel'in 3'üncü bölümünde, Eliya (İlyah), Samuyeli telepatiye hazırladığını görüyoruz. Yaratıcılar, Samuyele ile temas kurmak istemişlerdi ve kendisi de Eliyah ona konuştuğunu zannetti. "başının içinde sesler duydu". "Git bir yere uzan(yat), ve olacak, O sana çağırırsa sen söylersin, konuş Yahweh kulun seni duyuyor".
Yaratıcılarla insanlar arasındaki telepatik haberleşme, Elohim dünyaya yakın bir mesafede bulunduğu zaman mümkün oluyordu. Uzaktaki kendi dünyalarında veya başka yerde bulundukları zaman telepatiyle haberleşme mümkün değildi. Bu sebepten dolayı, "Tanrının Sandığında yani Ahit Sandığında taşınan bir alıcı-verici yerleştirdiler.
Bu cihazın içinde Atomik bataryası da vardı. Ne zaman ki Filistinliler 'Sandığı' çaldılar kahramanları Dagon, Sandığın içindeki cihazı yanlış ellediği için elektrik akımının tepkisinden, Yahweh'nin Sandığı önünde yüz üstü uzandı. Ayrıca tehlikeli radyasyon ve radyoaktif maddelerden dolayı vücutlarında yanıklar oluştu. Hastalık yakalamalarına sebep oldu.
Gerekli tedbiri almayan İsrailliler bile "Tanrının Sandığı"nı ellerken ve taşırken bir çok kere yaralandılar: bir inak tarafından devrilen sandığı Uzzah isimli Yahudi uzanıp kolları arasına aldı. Tanrı Yahweh, Uzzah' a kızıp yaptığı acele hareketi için onu cezalandırdı ve orda "Tanrının Sandığı" yanında öldü.
Samuel 6. Sandığın az kalsın yere düşeceğinden ve Uzzah onu kaldırmaya / dengelemeye çalışırken yanlış bir şekilde tehlikeli parçalara dokunup elektriklenmişti. Kısacası bu sandık kesinlikle sıradan bir Sandık değildi..














8 Ekim 2020 Perşembe

3 Ekim 2020 Cumartesi

Fin keskin nişancısı Simo Hayha, 1939-1940 Kış Savaşı'nda 505 kişiyi öldürdüğünü doğruladı ve köpeği Kille.

 



Osman Tiftikçi Osmanlı'dan Günümüze Ordunun Evrimi Akademi Yayınları

 



Osman Tiftikçi Osmanlı'dan Günümüze Ordunun Evrimi Akademi Yayınları

https://yadi.sk/i/a59CQj0sI3RhlQ?fbclid=IwAR1hT6OiUtKFjV_zv2byw4ObANaUp3gi2AhD5lV9f32lEjFYPAfQFQn-AoA


Modern İnsanların Dünyaya Yayılması (Yerküreye Yerleşme)

 



Modern İnsanların Dünyaya Yayılması (Yerküreye Yerleşme)
İskelet ve DNA bulguları türümüz olan Homo sapiensin Afrika'da evrildiğini ve daha sonra tüm yeryüzüne yayıldığını gösteriyor. Afrika dışında modern insanın ilk izleri İsrail'deki fosillerde ve muhtemelen Arabistan'da bulunan taş aletlerdedir. Bunlar 100,000 yıl öncesine tarihlenmektedir. Homo sapienslerin yerküreye yerleşmesi birçok duraklama, başlama ve bazen geri çekilme şeklinde gerçekleşti, ayrıca bazı alanlarda farklı insan gruplarına yol açtı.
Homo sapiensler Batı Asya'nın Akdeniz kıyıları yoluyla Avrasya'ya geçmiş ve 35.000 yıl önce Batı Avrupa'ya yayılmışlardır. Arkeolojik kanıtlar insanların Arabistan üzerinden Güney Asya'ya doğru bir "güney yolu" izlemiş olabileceklerini de akla getirir. Hindistan’da 77.000 yıl, Malezya'da 70.000 yıl öncesine ait taş aletler bulunduğuna göre, daha erken bir tarihte doğuya doğru bir hareket meydana gelmiş olabilir.
Güney Çin'den Homo sapienslere ait olması mümkün bazı buluntular 68.000 (Liujiang) ve hatta 100.000 yıl (Zhirendong) öncesine aittir. Fakat bu buluntular tartışmalıdır ve birçok araştırmacı bu bölgelerde yerleşime ilişkin daha geç tarihleri tercih eder. Avustralya'da, bazı yerleşim yerlerinin tarihi 60.000 yıl önceye kadar uzansa da geniş ölçekli yerleşim muhtemelen 45.000 yıl önceye kadar başlamadı.
Homo sapiensler yaklaşık 35.000 yıl önce Kuzey Avrasya'ya yayıldı, ama son buzul çağında geri çekilip bu bölgeye 14000-13000 yıl önceye kadar tekrar yerleşmediler. Kuzey Amerika yerleşimcilerinin genetik olarak Doğu Asya kökenli olmaları olasıdır. Muhtemelen -şimdi Sibirya ve Alaska arasındaki Bering Boğazının altında kalan, ancak son buzul çağı sırasında düşük deniz seviyesi nedeniyle açıkta kalmış olan- “Beringia" Ovası üzerinden yol aldılar. Kuzey Amerika'da 12.000 yıl öncenin karakteristik "Clovis" mızrak uçlarına sık rastlanır. Modern insanlar bu tarihlerde çok geniş alanlara yayılmışsa da Güney Amerika’daki Monte Verde (15.500-15000 Y.Ö.) gibi daha eski tarihli yerleşim yerleri de bilinmektedir.

Kaynak 📚 : Dünya Tarihi - Kronolojik Zaman Çizelgeli, Alfa Kitap.