10 Ekim 2020 Cumartesi

TELEPATİK SAMSON VE GİZEMLİ AHİT SANDIĞI

 



TELEPATİK SAMSON VE GİZEMLİ AHİT SANDIĞI
Her zaman sizlere hiçbir yerde bulamayacağınız gizemli konuları sunma konusunda büyük bir özveri gösteriyorum. Grubumuzun amacı sizleri farklı gerçeklerle tanıştırmak ve sizlerin tarihe farklı bir bakış açısıyla bakmanızı sağlamak. Ben Hazal Merisana olarak sizlere doğru bilgiyi ulaştırmak için birçok kitaptan araştırmalar yapıyorum ve gene ilginç bir kitap olan dünya dışından bizlere gelen mesajların derlendiği bir çalışmadan dünya dışı varlığın Ahit Sandığı hakkında anlattıkları ilginç ve yoruma açıktır.
Kitapta Yargıçlar kitabından bahsedilmekte ve bu kitap aslında Tevratın içinde yer alan, Yahudi peygamber ve krallara yardımlar yapan yargıçların başından gelen olayları anlatan kısım. Yargıçlar kitabının 13'üncü bölümünde, yaratıcılarla bir kadının arasında geçen cinsel ilişki geçer.
“Ve Yahweh'nin meleği kadına görünüp dedi ki: Sen kısırsın ve çocuğun yoktur, fakat hamile olup bir erkek çocuk doğuracaksın"
'kuvvetli içki veya şarap içme, ve saf olmayan hiçbirşey yeme, çünkü hamile olup erkek bir çocuk doğuracaksın.'' Kafasına asla kazımayacaksın, Çünkü çocuk, rahimden Tanrıya bir Nazaritli olacaktır. '
Kadının kısır olmasına rağmen Tevratta melek olarak adlandırılan bir melek tarafından hamile bırakıldığı anlatılır. İkincisi çocuğun anne karnındaki gelişiminde bir olumsuzluk olmaması için melek kadına nasihatta bulunmaktadır. Bu meleklere düşmüş melekler anlamına gelen Kuranda Harut ve Marut anlatısında yer verilen Elohim melekleri denmektedir.
Anlatının devamı şu şekildedir. Elohim'in meleği, tarlada oturan kadına tekrar geldi. Kocası orda yoktı.' Kocasının eksikliği üzerine, melek kadınla birlikte oldu. Melek veya dünya dışı varlık için kadının kısırlığını tedavi etmek kolay bir işlemdi. Çok özel bir varlık doğuracağını bilincinde olması, çocuğa çok iyi bakması açısından önem taşıyordu. İnsanoğlunun kızlarıyla çiftleşmek yaratıcılar için muhteşem bir şeydi. Bu, kendilerine uygun olmayan atmosferli Dünyayı, oğulları tarafından idare etmelerine izin vermişti.
Yukarıda belirttiğimiz gibi hiçbir saçı asla kazıtmamak gerçekten çok önem taşımaktadır. İnsan beyni kocaman bir verici(yayıcı) istasyon gibidir. Birçok sayılı ve çok kesin derecede dalga ve düşünceleri dışarıya göndermeye gücü vardır. Zaten telepati de bundan başka bir şey değildir. Yalnız, bu çeşit vericinin antene ihtiyacı vardır ve saç ile sakal bu anten görevini sağlar. Bu nedenledir ki bir kimse, saç ve sakaldan yararlanmak istiyorsa onları kesmemesi lâzımdır.
Eminim ki birçok bilim adamlarının uzun saçlı olduğunu fark etmişsinizdir. Hatta birçokları bile sakallıdır. Peygamberler ve akıllı adamlar da saçlı sakallıdır. Saç ve sakalın uzun olmasının sebebini şimdi daha iyi anlayabilirsiniz. Doğan çocuk Samsun idi. "Tanrı" ile direk olarak telepatiyi kullanarak haberleşebiliyordu. Bunu doğal anteni sayesinde (saçı) mümkün etti.
Bu telepati sayesinde yaratıcılar ona zor durumlarda yardım edip mucizeler de yaratıp otoritesini güçlendirmişlerdi. Fakat Tevrat’taki anlatılara göre Dilayla saçını kesince yardım çağırmaya yeteneği kalmamıştı. Daha sonra düşmanları tarafından gözleri oyulmuştu. Fakat saçı tekrar uzadığı zaman "kuvvetini" tekrar kazandı. Değişik bir şekilde söyleyecek olursak, yaratıcılardan yeniden yardım çağırabiliyordu. Ki onlar da Samsunun sütunlarına dokunduğu tapınağı yıkıp mahvettiler. Bütün bunlar Samsun'un "kuvvetine" dayatılmıştı (aitti).
Gene Tevrat’taki Samuyel'in 3'üncü bölümünde, Eliya (İlyah), Samuyeli telepatiye hazırladığını görüyoruz. Yaratıcılar, Samuyele ile temas kurmak istemişlerdi ve kendisi de Eliyah ona konuştuğunu zannetti. "başının içinde sesler duydu". "Git bir yere uzan(yat), ve olacak, O sana çağırırsa sen söylersin, konuş Yahweh kulun seni duyuyor".
Yaratıcılarla insanlar arasındaki telepatik haberleşme, Elohim dünyaya yakın bir mesafede bulunduğu zaman mümkün oluyordu. Uzaktaki kendi dünyalarında veya başka yerde bulundukları zaman telepatiyle haberleşme mümkün değildi. Bu sebepten dolayı, "Tanrının Sandığında yani Ahit Sandığında taşınan bir alıcı-verici yerleştirdiler.
Bu cihazın içinde Atomik bataryası da vardı. Ne zaman ki Filistinliler 'Sandığı' çaldılar kahramanları Dagon, Sandığın içindeki cihazı yanlış ellediği için elektrik akımının tepkisinden, Yahweh'nin Sandığı önünde yüz üstü uzandı. Ayrıca tehlikeli radyasyon ve radyoaktif maddelerden dolayı vücutlarında yanıklar oluştu. Hastalık yakalamalarına sebep oldu.
Gerekli tedbiri almayan İsrailliler bile "Tanrının Sandığı"nı ellerken ve taşırken bir çok kere yaralandılar: bir inak tarafından devrilen sandığı Uzzah isimli Yahudi uzanıp kolları arasına aldı. Tanrı Yahweh, Uzzah' a kızıp yaptığı acele hareketi için onu cezalandırdı ve orda "Tanrının Sandığı" yanında öldü.
Samuel 6. Sandığın az kalsın yere düşeceğinden ve Uzzah onu kaldırmaya / dengelemeye çalışırken yanlış bir şekilde tehlikeli parçalara dokunup elektriklenmişti. Kısacası bu sandık kesinlikle sıradan bir Sandık değildi..














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder