28 Ekim 2019 Pazartesi

Av halkı



Av halkı


Osmanlı Devleti’nde avcılık müessesesinde görevli kişilere “av halkı” denilmiştir. Av
halkı avlanmada kullanılmak üzere pars, tazı, zağar ve yırtıcı kuşları eğiterek ava
alıştırmışlardır. Bunlara yaptıkları işlere göre
Doğancılar, Çaylak Avcıları, Akbaba Avcıları,
Atmaca Avcıları
gibi isimler almışlardır. Akbaba ve çaylak avcılarını araştırmacılar
zikretmesine rağmen Osmanlı belgelerinde ağırlıklı olarak doğan/çakır, şahin ve atmaca
avcıları geçmektedir.

Avcılık ve av köpekleriyle ilgilenen, Sekbanlar,6 Samsoncular,7Zağarcılar8 ve Turnacılar9 gibi adlar taşıyan zümreler de vardır. Bunlardan sekbanlar
padişahın avcıları ve ilk dönemlerde tazıların bakımını yaparlardı. Zağarcılar ve turnacılar,

padişahın av köpekleri olan tazıları besleyen, bakımlarıyla ilgilenen ve eğiten guruplardır.
Samsoncular veya seksoncular ise, ayı avında ve harpte kullanılan, Eflâk taraflarından temin
edilen Samson cinsi köpeklerin bakım ve eğitimlerini üstlenirlerdi.

Doğan, atmaca, şahin gibi
yırtıcı kuşlar, tavşan, keklik, yaban ördeği, kaz, toy kuşu, kuğu ve bıldırcın gibi kuşların
avında kullanılmışlardır.
10

Sürek avları günlerce sürecek faaliyetler silsilesini ve askerlerin hem bedeni, hem de
manevra kabiliyetlerinin geliştirilmesini sağlayan av türüdür. Sürgün avları uzun soluklu avlar
olduğundan Teşrîfât-ı Kadîme’ye uygun törenlerle yapılan avlardandır. Uzun zaman alacak,
günlerce sürecek avlarda genellikle sürgün avları yapılırdı. Bu av türü, bu işe uygun olmayan
İstanbul yerine, av alanı geniş ve hayvanı bol olan Edirne ve Rumeli’nde yapılırdı. Padişahın
av arzusu
silahtar ağa vasıtasıyla şikâr ağalarına, Enderûn halkına, doğancıbaşıya,bostancıbaşıya ve sadrazama bildirilirdi. Kısa süreli avlar için Çatalca ve İznik taraflarına,
uzun süreli avlar için ise Rumeli’ne gidilirdi.
11

Tavuslu-İslimiye, Dimetoka, Yanbolu, Filibe, Silistre, Edirne civarı sürgün avı için
uygun olan bölgeler arasındadır. IV. Mehmed sürgün avı için 13 Ekim 1667’de Edirne’den
yola çıkarak Yanbolu ve Filibe’ye gitti, seksen gün sonra 1 Ocak 1668’de döndü. Bu süre
içinde 15 defa sürgün avı ve 10 dan fazla küçük av yaptı.


Böyle bir sürgün avına çıkılmadan önce, şu konular göz önünde tutularak gerekli
önlemler alınırdı: Neredeki av yerlerine, hangi yoldan gidilip, hangi yoldan dönüleceği,
belirlenen yol üzerindeki av ve sürgün yerlerinin tespiti, yol üzerindeki hangi menzillerde
konaklanacağı, nerede oturak, nerede yemeklik olacağı, padişahın hangi şehir ve kasabada
kimin konağında kalacağı, Enderûn’dan, Bîrûn’dan, Yeniçeri Ocağı’ndan ne kadar avcı ve
sekban gideceği, sarayda göz altında bulundurulan şehzadelerin götürülüp götürülmeyeceği,
valide sultan ve hasekilerin gidip gitmeyeceği, sadrazamın ve kubbe vezirlerinin katılıp
katılmayacağı, nerede kaç günlük erzak depolanacağı, padişaha kimin kaymakamlık edeceği
gibi konular önceden belirlenir ve ilgililer buna göre hazırlık yapardı. Sürgün avında en
önemli görev bostancıbaşıya düşerdi. Sürülecek koruluğu şikâr halkı, Yeniçeri odalarındaki
avcılar, Defter-i Hakanî’ye bağlı Hassa Avcılar ve halk tarafından kaç günlük yerden


kuşatmak ve avın kaçmasına engel olarak sürmek bostancıbaşının göreviydi. Avın az oluşu
bile bostancıbaşının beceriksizliğine yorumlanırdı.
12Sürgün avında avcılar tarafından oluşturulan kuşatma çemberi, toplama yerine doğru,
av hayvanları ürkütülmeden yavaş yavaş daraltılırdı. Avlanacak hayvanlar kalın iplerle
örülmüş ağlar ile çevrili toplama yerine getirilince, başta padişah daha sonra devlet erkânı ok
atarak avlanırdı.
Törensiz yapılan avlar, kısa süre için az bir personelle ve saraya yakın yerlerde, çoğu
kere “Hadika-i Hassa”larda yapılırdı. Padişah günübirlik av yapmak istediği zaman
silahdarını, rikabdarlardan bazılarını, şahincibaşı ve doğancıbaşıyı, bir miktar zağarcı,samsoncu ve solak alarak yakın yerlerdeki av bölgelerine giderdi.13 Kuş avları günübirlik ve
kısa süreli olarak yapılırdı.
Kuş avlarında sabır ve teknik incelik söz konusudur. Yırtıcı kuşların yuvalarının
tespiti, yavruların daha yumurtada iken takip edilmesi, belli bir büyüklüğe ulaşınca alınıp
eğitilmeleri büyük sabır ve emek isteyen bir iştir. Bu işleri deruhte eden
doğancı, şahinci veatmacacılar yırtıcı kuş uzmanları olup, bunların eğitimlerinde temayüz etmiş kişilerdir. Kuş
avında, yırtıcı kuşlar uçurulduktan sonra, ardından tazılar ve zağarlar salınmış ve yırtıcı kuşlar
havadan avın üzerine dalış yapar iken, gözden kaybolmasınlar diye atla takip edilir ve avlanan
hayvanların sakatatları ise köpeklere yedirilirdi.
14

Klasik dönem Osmanlı sefer hazırlıkları15 içinde, en önemli faaliyetlerden birisi
menzil organizasyonudur. Bu faaliyet av seferleriyle büyük benzerlik göstermektedir. Av
seferlerinde de aynı mantıkla daha küçük evsafta faaliyetler söz konusudur. Av seferlerindeki
menzil organizasyonundan ve gerekli malzemelerin temininden Nüzül Emini sorumlu olup,
ihtiyaç maddelerini menzil civarından mübaşirler göndererek satın alır ve sefer öncesinde
etraftaki ambar ve ahırlarda ücreti mukabili depolatarak hazır ederdi.
16 1083 Şevval 10 tarihli
bir belgede Şikâr-ı hümâyûn mühimmatı olarak Hafsa, Baba-i atik, Bergos ve Karıştıran
menzillerinde ihtiyaç duyulan maddelerin satın alınması için Harracîn-i Hassa Emini Derviş
Mehmed’e 26980 akçe teslim edildiği anlaşılmaktadır.
17

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder