URARTU KRALLIĞI’NDA AV VE AVCILIK
Urartu yerleşim bölgesinin sınırlarını, batıda Karasu-Fırat, kuzeyde Kuzey
Ermenistan Dağları, doğuda İran Azerbaycan’ındaki Salavan Dağları, güneyde
ise Zagros Dağları ile birleşen Doğu Toroslar oluşturur1
(Harita 1). Urartu
coğrafyasının bir bölümünü oluşturan Van Gölü Havzası’nda, Van Gölü’nün
dibindeki çökellerden elde edilen polen oranlarından havzada MÖ. 5. binyılın
ortalarına kadar etkin olan step türü bitki örtüsünün giderek yerini orman
örtüsüne bıraktığı belirtilmektedir.2
MÖ. 2. ve 1. binyıllarda ağaç örtüsünün
yoğun ve yaygın olduğu da tahmin edilmektedir.3
Ayrıca bölgede insan eliyle
orman tahribatının İlk Tunç Çağ’ında belki daha da öncesinde başladığı
önerilmiştir.4
İnsan tahribatı etkisinin Erken Demir Çağı’ndan (MÖ. 1300-900) bu yana (Urartu Dönemi) artarak devam ettiği de ileri sürülmüştür.5
Bunların yanı sıra Orta Assur dönemi (MÖ. 1600-1000) yazılı kaynakları,
sınırlı sayıda da olsa Urartu Krallık öncesi döneme ait coğrafyanın ormanlık
alanlarıyla ilgi bilgi vermektedir. Örneğin, Orta Assur kralı I. Tiglat Pileser
(MÖ. 1114-1076) Nairi6
ile yaptığı savaşı anlattığı metinde “……..dağlarda
yetişen Urumu ağaçlarını kestiğinden……”söz eder.7
Ayrıca çağdaşı Yeni Assur
(MÖ. 1000-602) metinlerinden de sınırlı sayıda olsa da bir takım bilgiler
edinmekteyiz. Örneğin, Yeni Assur kralı II. Sargon (MÖ. 721-705) dönemine
ait bir metinde Assur ajanlarının verdiği bilgilere göre Urartu kralı II.
Argişti’nin (MÖ. 714-685) Harda şehri yöneticileriyle birleşip Eziat denilen
mevkiiden kereste aldığını öğrenmekteyiz.8
Günümüz coğrafyasında olduğu
gibi9
Orta Demir Çağı’nda da Urartu’nun merkezinde orman, stepler ve çalı
gibi bitki toplulukları söz konusu olmalıdır. Bu coğrafi alan içerisinde yabani
hayvan olarak boğa, inek, eşek, öküz, sığır, koyun, gazel, domuz, geyik, tilki,
tavşan, leopar, çita, kurt, kunduz, yaban kedisi, dağ keçisi, aslan ve çeşitli kuş
türleri yaşamış olmalıdır.10 Urartu coğrafyasında, Ön Asya’nın önemli nehirleriolan Fırat, Dicle ve Aras ile bu nehirlere bağlı birçok küçük dere ve çaylar
ile Van, Urmiye, Sevan gibi göllerde bulunmaktadır. Söz konusu nehirler ve
kolları ile göllerde balıkçılık da yapılmış olmalıdır.
Bu çalışmanın konusunu oluşturan av ve avcılığa dair verileri Urartu
Dönemine ait tasvirli eserler (metal kemer parçaları, at göğüslüğü, at göz
siperliği) başta olmak üzere, duvar resimleri ve kazılardan ele geçen yabani
hayvan kalıntıları ile avlanmada kullanıldığı düşünülen teçhizatlardan
bilmekteyiz. Bununla birlikte şimdilik Urartu Dönemi yazılı metinleri av ve
avcılık konusunda herhangi bir bilgi vermemektedir. Ayrıca bu çalışmada,
Urartu’da av ve avcılık konusu sosyo-kültürel açıdan değerlendirilmiştir.
Bu amaçla Urartu toplumunda avlanmaya dair bütün veriler toplanarak
değerlendirilmeye çalışılmıştır. Yine çalışmada bazı konuların açıklığa
kavuşturulabilmesi için çağdaşı uygarlıklarla (Yeni Assur ve Geç Hitit)
karşılaştırmalar da yapılmıştır.
ASLAN AVI
Urartu eserleri içerisinde özellikle bazı kemer parçalarında aslan avı
ile ilgili zengin örnekler bulunmaktadır.11 Av sahnelerinde aslan figürleri
genelde profildendir ve zaman zamanda başları geriye dönük işlenmiştir.
Betimlemelerde aslanlar anatomik yapılarına uygun işlenmişlerdir. Bunlar yüz
uzuvları vurgulanmış, büyük boyutlu, yeleli , zaman zaman ağzı açık ve hırlarpozisyondadır. Aslan avında yardımcı teçhizat olarak ok, mızrak, hançer ve
atların koşulduğu iki tekerlekli, taşıtlar; yardımcı eleman olarak süvariler ile
piyadeler kullanılmıştır. Taşıt kasalarında biri sürücü olmak üzere iki veya üç
kişi vardır. Genelde av sahnelerinde betimlenen avcı figürleri; taşıt kasasında,
at üzerinde, ayakta veya bir dizi üzerine çökmüş pozisyondadır (Çiz. 1/A-C).
Avlanmada kullanılan ok ve mızraklar genelde hayvanların ense, baş, gövde ve
bacaklarına saplanmıştır (Çiz. 1/A-C). Av sahnelerinde aslan figürleri koşar
ya da yürür pozisyondadır. Bunların yanı sıra aslan figürleri taşıtlara koşulan
hayvanların hemen önünde ya da taşıt kasasının gerisinde, arka tekerleklere
saldırır ya da ısırır pozisyonda da işlenmişlerdir (Çiz. 1/A).
YABANİ BOĞA AVI
Urartu eserlerinden kemer parçaları, aslan avında olduğu gibi yabani
boğa avı ile ilgili önemli veriler sunmaktadır.12 Kemer parçalarında yabani
boğa figürleri genelde profilden ve zaman zaman da başları geriye dönük
işlenmiştir. Hayvanlar anatomik yapılarına uygun tasvir edilmişlerdir. Nitekim
yabani boğalar büyük boyutlu, yüz uzuvları vurgulanmış, boynuzlu, kuyrukları
yukarıya doğru yay gibi kıvrılmış ve vücut kılları çizgilerle vurgulanmıştır.
Yabani boğa avı sahnelerinde, teçhizat olarak ok, mızrak, kalkan ve atların
koşulduğu iki tekerlekli taşıtlar; yardımcı eleman olarak süvariler ile piyadeler
kullanılmıştır. Avcı figürleri genelde taşıt kasasında, at üzerinde, ayakta veya
bir dizi üzerine çökmüş pozisyondadır. Taşıt kasası ve at üzerindeki avcılar
hem öne hem de arkaya doğru ok ve okun yanı sıra mızrak kullanırken
işlenmişlerdir. Avlanmada kullanılan ok ve mızraklar genelde hayvanların
ense, baş ve gövdelerine saplanmıştır. Av esnasında yabani boğalar koşar ya
da yürür pozisyondadır (Çiz. 2/A-D). Bunların yanı sıra çok nadirde olsa
taşıtlara koşulan hayvanların ayakları altında avlanmış yabani boğa figürleri de
betimlenmiştir (Çiz. 2/C).
Kemer parçalarının yanı sıra Arinberd (Erebuni) sarayı duvar resimlerinin
bir bölümünde yabani boğa ve buzağı avı sahnesi resmedilmiştir. Ariberd sarayı
duvar resimlerinde betimlenmiş yabani boğaların anatomik özellikleri kemer
parçalarında işlenmiş olanlarla benzerdir. Ancak duvar resimlerindeki yabani
boğaların tek farkı kuyruklarının ayaklara paralel olarak verilmiş olmasıdır. Söz konusu av sahnesinin ağaçlar, çalılıklar ve sazlık tarzı bir yerde geliştiği
görülmektedir. Av sahnesinde yardımcı eleman olarak yürür vaziyetteki avcı figürü
ve av köpeği; yardımcı teçhizat olarak ok ile iki tekerlekli taşıt kullanılmıştır.
Taşıt kasasında yer alan figürün kral ya da soylu biri olabileceği ifade edilmiştir.
Av sahnesinde avcı okuyla yabani boğayı avlamaya çalışırken betimlenmiştir.
Ayrıca kamışlar içinde gizlenmiş yabani buzağı resmedilmiştir13 (Çiz. 3).
DAĞ KEÇİSİ AVI
Urartu sanatında, aslan ve yabani boğa kadar sık olmasa da dağ keçisi
avı da işlenmiştir. Bu avlanmaya dair betimlemeler şimdilik bir adet at göğüs
plakası (pektoral) ve bir adet kemer parçası üzerinde yer almaktadır. At
göğüs plakasında dağ keçisi avı çeşitli fi gür ve motifl erle birlikte işlenmiştir.
Söz konusu sahnede koşar pozisyondaki dağ keçisi profilden verilmiştir.
Dağ keçisi anatomik yapısına uygun resmedilmiştir. Hayvanın yüz uzuvları
vurgulanmış, tek boynuzlu, kısa kuyruklu ve bacak ile karın kasları çizgilerle
verilmiştir. Sahnede dağ keçisinin hemen gerisinde bir dizi üzerine çökmüş
avcı figürü bulunmaktadır. Bu figür koşar vaziyetteki dağ keçisini avlamada
ok kullanmaktadır. Atılmış olan oklardan biri hayvanın boyun kısmına
saplanmıştır14 (Çiz. 4/A).
Kemer parçasında aslanlarla birlikte verilmiş olan dağ keçileri profildendir.
Dağ keçileri koşar pozisyondadır. Bunların anatomik özellikleri at göğüs
plakası üzerinde işlenmiş olanlarla aynıdır. Avcı figürleri at üzerinde ya da
iki tekerlekli bir taşıtın kasasında işlenmişlerdir. At üzerindeki avcıların
ellerinde mızrak betimlenmiştir. Kemer parçası kırık ve eksik olduğundan taşıt
kasasındaki avcıların kullandığı araç ve gereçler bilinmemektedir. Ancak taşıta
koşulan koşum hayvanlarının hemen önündeki aslanların baş ve gövdelerine
saplanmış oklar görülmektedir.15 Bu durumda kasadaki avcıların av esnasında
olasılıkla ok kullandığı düşünülebilir (Çiz. 4/B). Ayrıca Urartu merkezlerinden
Bastam’da (Rusai.URU.TUR) bir dizi oda ortaya çıkarılmıştır. Bu odalardan
büyük olanın içinde çeşitli hayvan kalıntıları ile birlikte dağ keçisi kalıntısı da
rapor edilmiştir.16
GEYİK AVI
Urartu merkezlerinden Armavir-Blur17 (Argiştihinili) ve Bastam’da18da ele
geçen hayvan kalıntıları arasında geyiklere ait kemikler de tespit edilmiştir.
Ayrıca Urartu görsel sanatlarında bir kemer parçası üzerinde geyik avcılığı
işlenmiştir. Av sahnesinde profilden betimlenmiş olan geyikler yürür ya da
koşar pozisyondadır. Yüz uzuvları vurgulanmış olan geyikler boynuzlu, kısa
kuyruklu olup karın kaburgaları çizgilerle verilmiştir. Geyik avı sahnesinde at
üzerinde işlenmiş olan avcı figürleri mızrak ve kalkan ile betimlenmişlerdir19
(Çiz. 5/A).
Kemer parçasının yanı sıra bir adet at göz siperliği üzerinde de geyik avı
sahnesi işlenmiştir. Profilden verilmiş geyik figürünün başı geriye dönüktür.
Bu hayvanın anatomik özellikleri kemer parçası üzerinde işlenmiş olanlarla
benzerdir. Geyiğin hemen gerisinde bir dizi üzerine çökmüş avcı figürü vardır.
Avcı, geyiği avlamada ok kullanmaktadır. Nitekim avcı tarafından atılan ok
geyiğin ense kısmına saplanmıştır. Avcının hemen gerisinde bir ağaç motifi yer
almaktadır20 (Çiz. 5/B).
BALIK AVCILIĞI
Urartu coğrafyasında Aras, Fırat ve Dicle gibi nehirler ile bunlara
bağlı birçok çay ve dere bulunmaktadır. Ayrıca Urartu’nun coğrafik sınırları
içerisinde Van, Sevan ve Urmiye Gölleri21 de yer almaktadır. Şimdilik Urartu dönemine ait yazılı kaynaklar ve tasvirli eserlerde bu nehir ve kolları ile söz
konusu göllerde balıkçılığın yapıldığına dair veri bulunmamaktadır. Yazılı
kaynaklar ve tasvirli eserlerde bilinmemekle birlikte Urartu merkezlerinden
Armavir-Blur’da ele geçen hayvan kalıntıları arasında sazan ve alabalık rapor
edilmiştir.22 Ayrıca Köşkerbaba Urartu yerleşmesinde çeşitli eserlerle birlikte
tatlı su balık avcılığında kullanıldığı belirtilen yaklaşık 200 adet pişmiş
topraktan balık ağı ağırlığı ele geçmiştir23 (Çiz. 6/C). Sınırlı sayıdaki bu veriler
ve bölgedeki su kaynaklarının bolluğu, Urartu’da balık avcılığının yapıldığını
göstermesi açısından önemlidir.
DİĞER AV HAYVANLARI
Urartu merkezlerinden Armavir-Blur’da yabani hayvan kalıntıları
arasında yabani koyun, tilki, leopar, çita, kurt, tavşan, kunduz, karaca ve yaban
kedisi rapor edilmiştir.24 Ayrıca Ayanis Kalesi’nde tapınak alanı içinde yabani
sığır ile yabani koyun25 ve tapınak alanının güneybatısında yer alan bir mekân
içinde bulunan tunç bir kazanın yanında da yabanî koyun kemikleri ortaya
çıkarılmıştır.26 Bunların yanı sıra Bastam’da yabani koyun, yabani sığır, gazel
ve yaban eşeğinin kalıntıları tespit edilmiştir.27 Bu merkezlerin yanında Iğdır
Nekropolünün 10-13 noktalarının bulunduğu alanda iki adet yabani koyun
kemiği ele geçmiştir.28 Urartu görsel sanatlarında bu hayvanların avlandığına
dair şimdilik herhangi bir veri bulunmamaktadır. Nitekim ele geçen
kalıntıların yabani olmaları bunların Urartulu avcılar tarafından avlandığını
düşündürtmektedir
KAYNAKÇA
Akgül, M., “Van Gölü Kapalı Havzasında Yaşayan İnci Kefali’nin (Chalcalburnus
Tarihi, Palas 1811) Biyo-ekolojisi Üzerine Araştırmalar”, TÜBİTAK V. Bilim
Kongresi-Biyoloji Tebliğleri, Aydın 1980, ss. 533-544.
Albenda, Pauline, “Assyrian Royal Hunts: Antlered and Horned Animals from Distant
Lands”, Bulletin of the American Schools of Oriental Research, No. 349 (2008),
ss. 61-78.
Batmaz, Atilla, “Urartu Dininde Kurban Kavramı ve Kurban Uygulamaları”, Belleten
Cilt LXXVII Sayı: 280 (2013), ss. 801-831.
Çavuşoğlu, Rafet, Urartu Kemerleri, (Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yayınlanmamış Doktora Tezi), Erzurum 2002.
______________, “A Fragmentary Urartian Belt in the Diyarbakır Museum”, Studi
Micenei Ed Egeo-Anatolici Fascicolo XLV/1 ( 2003), ss. 21-26.
______________, Urartu Kemerleri/Urartian Belts, Mas Matbaacılık, İstanbul, 2014.
Çilingiroğlu, Altan, “Ayanis Kalesi Haldi Tapınağı”, Arkeo Atlas 4 (2005), ss. 98-99.
Degens, Egon T., Wong How Kin, Kurtman Fikret ve Finckh Peter, “Geological
Development of Lake Van: A Summary”, Th e Geology of Lake Van, eds. , E. T.
Degens ve F. Kurtman, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Yayınlarından/
Th e Mineral Research and Exploration Institute of Turkey, No. 169, Ankara
1978, ss. 134-147.
Demirsoy, Ali, Türkiye Omurgalıları/Türkiye Omurgalı Faunasının Sistematik ve
Biyolojik Özelliklerinin Araştırılması ve Koruma Önlemlerinin Saptanması/
Memeliler, Ankara 2003.
Derin, Zafer ve Çilingiroğlu, Altan, “Armour and Weapons”, Ayanis I Ten Years’
Excavations at Rusahinili Eiduru-kai 1989-1998, Eds. , Altan Çilingiroğlu
ve Mirjo Salvini, Roma 2001, ss. 155-189.
Derin, Zafer ve Muscarella, O. W., “Iron and Bronze Arrows”, Ayanis I Ten Years’
Excavations at Rusahinili Eiduru-kai 1989-1998, Eds. , Altan Çilingiroğlu
ve Mirjo Salvini, Roma 2001, ss. 189-219.
Erdoğan, Sebahattin, Minua (Şamram) Kanalı ve Urartu Bahçeleri, (Yüzüncü Yıl
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi) 2006.
Erzen, Afif, Çavuştepe I/Urartian Architectual Monuments of the 7 th and 6 th
Centuries B.C. and a Necropolis of the Middle Age, Türk Tarih Kurumu
Basımevi, Ankara 1978.
Girginer, K. Serdar, “Iğdır’da Bir Urartu Mezarlığı”, Araştırma Dergisi 25, 1999, ss.
253-306.
Gökce, Bilcan, Arkeolojik Buluntular, Betimleme Sanatı ve Yazılı Kaynaklar Işığı’nda
Urartu Krallığı’nda Tekerlekli Taşıtlar, (Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi), Van, 2011.
Grayson, Albert Kirk, Assyrian Royal Inscriptions II: From Tiglath-pileser I to Ashurnasir-apli II, Wiesbaden 1976
Hovhannissian, Constantine, Th e Wall-Paintings of Erebooni, Armenian SSR Academy
of Sciences Publishing House, Yerevan 1973.
Jenderedjian, Karen, Babayan Araik, Hakobyan Susanna, Muradyon Siranush ve
Voskonov Mikhail, “Lake Sevan”, Experience and Lessons Learned Brief, ss.
347-361.
Kellner, Hans-Jörg, Gürtelbleche aus Urartu, Prähistorische Bronzefunde Abteilung
XII Band 3, Stuttgart 1991.
Köroğlu, Kemalettin, “Eski Mezopotamya’da Kralların Av Partileri”, Av ve Avcılık
Kitabı, Kitabevi 2008, ss. 3-10.
Martirosjan, A. J., Argištichinili, Yerevan 1974.
Oppenheim, A. Leo, “On Royal Gardens in Mesopotamia”, Journal of Near Eastern
Studies 24 (1965),ss. 328-333.
Önder, Bilgi, “Fırat Nehri Kenarında Bir Urartu Yerleşmesi”, IX. Türk Tarih Kongresi
I (1986), ss. 317-319.
Özey, Ramazan, Dünya Denkleminde Ortadoğu Coğrafyası, Aktif Yayınevi, İstanbul
2009.
Pınarcık, Pınar, Gökce, Bilcan, Ayakan, Suat, “Geç Hitit Tasvir Sanatında Betimlenmiş
Av Sahneleri Üzerine Bazı Değerlendirmeler”, Prof. Dr. Recep Yıldırım’a
Armağan, (Yay. Haz., P. Pınarcık, B. Gökce, M. S. Erkek, S. C. Kandal),
Bilgin Kültür Sanat Yayınları, Ankara, ss. 389-413.
Piotrovskii, B. B., Karmir-Blur, Leningrad 1970.
“Urartu Dini” Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi
Dergisi, C.23/1-4 (1965), ss. 37-48, (Çev. İsmail Kaynak).
P., Collins, Assyrian Palace Sculptures, London 2008.
R., D. Barnett., Th e Sculptures from the North Palace of Ashurbanipal at Nineveh (668-
627 BC), British Museum, London 1976.
R., H. Pfeiff er, State Letters of Assyria: A Transliteration and Translation of 355 off icial
Assyrian Letters Dating from the Sargonid Period (722-625 BC), New York
1967.
Rehm, Ellen, Kykladen und Alter Orient, Karlsruhe 1997.
Salvini, Mirjo, Urartu Tarihi ve Kültürü, çev. Belgin Aksoy, Arkeoloji ve Sanat Yayınları,
İstanbul 2006.
Seidl, Ursula, Bronzekunst Urartu, Mainz 2004.
Sevin, Veli, “Urartu Bahçeleri”, Belleten Cilt LXIV Sayı 240 (2000), ss. 395-405.
________, Assur Resim Sanatı, Türk Tarik Kurumu Basımevi, Ankara 2010.
Sürün, Yenal, Arkeolojik Veriler Işığında Yeni Assur’da Av ve Avcılık, (Yüzüncü Yıl
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi), Van, 2017.
Şahin, Cemalettin, Doğanay, Hayati ve Özcan, Nihat Ali, Türkiye Coğrafyası, Gündüz
Eğitim ve yayıncılık, Ankara 2006.
Toff teen, Olaf Alfred, Researches in Assyrian and Babylonian Geography, Chicago 1908.
M., Tuncel, Göllerimiz, İstanbul 1975.
Yakar, Jack, Anadolu’nun Etnoarkeolojisi/Tunç ve Demir Çağlarında Kırsal Kesimin
Sosyo-Ekonomik Yapısı, çev. Selen Hırçın Riegel, Homer Kitabevi, İstanbul
2007.
Wartke, Ralf-Bernhard, Toprakkale Untersuchungen zu den Metallobjecten im
Vorderasiatischen Museum zu Berlin, Berlin 1990.
Wick, L., Lemcke, G. and Sturm, M., “Evidence of Lateglacial and Holocene climatic
changeand human impact in eastern Anatolia: high resolution pollen,
charcoal, isotopic and geochemical records from the laminated sediments
of Lake Van, Turkey”, Holocene 13 (2003), ss. 665–675
.
Zimansky, Paul E., , “Bones and Bullae: An Enigma from Bastam, Iran”, Archaeology
32 (6) (1979), ss. 53-55.
URARTU KRALLIĞI’NDA AV VE AVCILIK
BİLCAN GÖKÇE
Dr. Öğr. Üyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Van/
TÜRKİYE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder