28 Ekim 2019 Pazartesi

XVII. Yüzyılda Askerî Duruma Genel Bakış: Kapıkulları ve Sekban-Sarıcalar



XVII. Yüzyılda Askerî Duruma Genel Bakış: Kapıkulları ve Sekban-Sarıcalar

1596–1656 dönemi, devletin merkezde iki askerî örgütü, yeniçeri ocağı ve altı-bölük sipahileri arasında isyan ve çatışmalara götüren rekabete sahne olmuştur. Yeniçeri ocağı, başlangıçta Rumeli’de fakir Hıristiyan dağlı ailelerden “devşirilen” devşirme-oğlanlarından kurulurdu. 160 Bursa civar köylerinde ve İstanbul’da acemi-oğlanı kışlalarında Türk-Müslüman terbiyesi alan çocuklar, yeniçeri ocağına gelince gündelik bir maaşla (3, 4 akça, XVII. yüzyılda sonraları 10, 15) geçinmek zorunda idiler. Ağır piyâde yeniçeri ordusu, Avrupa’da ilk daimî ordu ününe sahiptir. Yeniçeriler, Osmanlılara savaş meydanlarında, özellikle kale kuşatmalarında üstünlük sağlıyordu. 1593–1606 Avusturya savaşlarında, düşmanın tüfekli piyâde askeri karşısında Osmanlılar yeniçeri ordusunu yaklaşık 30.000’e, daha sonraları 50.000’e çıkarmak zorunda kaldılar; devşirme önemini kaybetti, İstanbul’a iş güç için eyâletlerden gelen fakir delikanlılar, yeniçeri ocağına alınarak açık kapatıldı. Ocağın yapısı tamamıyla değiştiği gibi, bu büyük orduya ulûfe (mevâcib=maaş) yetiştirme – ayrıca pâdişah değişikliğinde culûs bahşişi ve seferde verilen biner akça bahşiş– devlet hazinesi için başlıca yük ve mâlî bunalım nedeni oluyordu. Öyle ki devlet, resmî makamları rüşvetle satma durumuna zorlandı. Kısacası, yeniçeri ordusundaki bu gelişim, yeni dönemin başlıca sorunlarının kaynağı olmuştur.

1603–1604 yılında yapılan devşirmede, 2604 çocuk alınmış, bunlar Bursa civarında, Batı-Trakya ve Midilli’de köylere gönderilmişti. Bu devşirmeler 12–18 yaş arasında çocuklardı. G. Yılmaz’a göre, devşirmelerin yüzde 42’si 18 ve yukarı yaşta olup; çoğunluk 15–18 yaş arasında tespit olunuyor. O zaman, Avusturya’ya karşı savaşlar dolayısıyla daha çok yetişmiş çocukların alındığı tahmin edilebilir. Saray iç-oğlanları hizmeti için XVIII. yüzyıl ortalarına kadar küçük ölçüde devşirmelere rastlıyoruz. G. Yılmaz’a göre, İstanbul’da yeniçeri sayısı 35.000 olup bunların yarısı evli bulunuyordu. Oturak (emekli) yeniçeri, 1603’te 8889’dur. 1634’te, ayrıca Kahire’de 12.000, 1671’de 16.000 yeniçeri hizmettedir. G. Yılmaz, mevâcib defterlerine göre, 1664’te 39.571 yeniçeri tespit etmiştir. G. Yılmaz, XVII. yüzyılda devşirme dışında İstanbul’daki gençlerden yeniçeri ocağına er alındığını belirtir.

Öte yandan, 1584–1585’te, gümüş akçada yüzde yüz değer kaybı yeniçeri maaşlarına yansıdı, esnaf gümüş içeriği düşük, züyuf akçayı kabul etmiyordu. Durum, yeniçeri ayaklanmalarının nedenlerinin başında gelir. Yeni dönemde yeniçeri ayaklanmaları, mâliye işlerinin başındaki defterdârların sık sık değiştirilmesi ve idamları bu durumla açıklanabilir. Altı-bölük halinde örgütlenmiş kapıkulu sipahi bölüklerine gelince, sipahiler pâdişahın kapısında ayrıcalıklı seçkin atlı ordusunu oluşturmaktaydı. Altı-bölük sipahilerin, ilk iki bölüğü aslında Enderun’da hizmet görmüş iç-oğlanlarından geliyor, yüksekçe ulûfe alıyorlar, ayrıca cizye ve evkâf gelirlerini tahsil hizmeti dolayısıyla devletin başlıca nakit gelirlerini kontrolleri altına geçirmiş bulunuyorlardı. Sipahiler, yeniçeriler karşısında hali vakti yerinde ayrıcalıklı bir askerî grup oluşturmakta idi. Devletin başında bulunan siyasîler, kendi amaçları için yeniçeri–sipahi rekabetini kullanagelmişlerdir. XVII. yüzyıl Osmanlı tarihindeki gelişmeleri anlamak için bu yapısal durumu daima göz önünde bulundurmak gerekir. 1593–1606 Avusturya savaşlarında, bir üçüncü askerî grup ortaya çıktı ve ayrıcalıklı kapıkullarıyla kıyasıya bir mücadeleye girdi. Bunlar levend (Anadolu’da başıboş gençler), sekban-sarıca adları altında bilinen milis halk askeridir. Avusturya savaşlarında, tüfekli asker gereksinimi karşısında devlet bu çeşit bir halk ordusu meydana getirdi. Daha eskiden XIV.–XV. yüzyıllarda Osmanlı Devleti, azeb, yaya, müsellem, cerehor (Hıristiyan) adı altında halktan, sayıları 10 ila 20 bin milis askeri kullanıyordu. XVI. yüzyılda, Avusturya savaşlarında Anadolu’da Türk, Kürd ahâliden tüfekli asker bölükleri örgütlenmeye başladı. Savaş zamanı gündelik alan, barış zamanında gündelikleri kesilen bu başıbozuk asker terhiste Anadolu’da eşkıyalığa sürükleniyordu. Bunlar, Celâlî adı altında 1596–1607 döneminde Anadolu’yu harâbeye çevirdiler, sekban-sarıcalar XVII. yüzyıl boyunca gerektiğinde devlet tarafından kullanılacaktır. Özetle, XVII. yüzyılda askerî altyapı, yeniçeri-sipahi ve sekbanlardan oluşuyordu. Bu üç grup arasındaki mücadeleler, yeni dönem tarihinin büyük olayları arasında yer alacaktır.

İstanbul’da isyan hareketleri, örgütlenmiş topluluklar, yeniçeri ocağı ve sipahi bölükleri tarafından çeşitli bahanelerle ortaya çıkıyordu: maaşların züyuf akça ile ödenmesi, culûs bahşişlerinin ödenmemesi, paşaların veya Harem’in siyasî komplolarıyla sorun karmaşık bir hal almıştır. I. Ahmed’in ölümünden sonra 1617–1623 döneminde saltanat verâseti sorunları (I. Mustafa’nın iki kez tahttan indirilmesi, II. Osman’ın ocak ve bölüklere karşı plânları), ulûfe ve bahşiş nedenleri, iktidarı kontrol altına alma girişimleri (zorbalık) siyasî hayatın başlıca görüntüleri olmuştur

Son büyük devşirme 1603 tarihinde yapılmıştır. Bu devşirmenin arşiv defterlerine göre etraflı bir incelemesi, Gülay Yılmaz, “The Economic and Social Role of Janissaries in 17th Century Ottoman City: The Case of Istanbul”, Doktora Tezi, Institute of Islamic Studies, McGill University, Kanada, Nisan, 2011.


Kaynak

PROF. DR. HALİL İNALCIK

DEVLET-İ ‘ALİYYE OSMANLI İMPARATORLUĞU ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR - II
s - 107-109

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder